Polis Akademisinden FETÖ analizi

Polis Akademisi Başkanlığınca yayımlanan "Yeni Nesil Terör: FETÖ'nün Analizi" raporunda, örgütten boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplara kesinlikle göz yumulmaması önerildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Kasım 2017 22:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Polis Akademisinden FETÖ analizi

ORHAN ONUR GEMİCİ

Polis Akademisi Başkanlığınca yayımlanan "Yeni Nesil Terör: FETÖ'nün Analizi" raporunda, örgütle mücadele konusunda havuz görevi görecek ve koordinasyonu sağlayacak bir merkezin kurulması, örgütten boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplara kesinlikle göz yumulmaması gerektiği vurgulandı.

Polis Akademisi Başkanlığınca hazırlanan ve alanında uzmanlaşmış birçok kişinin katkıda bulunduğu raporda, FETÖ'nün sosyo-psikolojik, dini, güvenlik bürokrasisi, eğitim ve ekonomi alanlarında nasıl yapılandığı ile örgüte karşı yürütülen hukuki, siyasi ve idari mücadele anlatıldı.

Rapora göre, 40 yıla yakın suredir gerceklestirdigi faaliyetlere bakıldıgında FETO, dini bir cemaatten ziyade ezoterik bir modern kult seklinde hareket ediyor.

Modern kultlerin genellikle "guru" adı verilen ve kosulsuz itaat edilen bir lider cevresinde orgutlendiklerine dikkati çekilen raporda, her bir uyenin cemaate tam bir teslimiyetle baglanmıs oldukları bilgisine yer verildi.

Orgut elebası Fetullah Gülen'in ruyasında surekli Hazreti Muhammed'i ve Allah'ı gordugunu ileri surerek bir taraftan otoritesini pekistirmeye çalışırken diğer yandan verdigi talimatların kendisine ruyada bildirildigini soyleyerek yapılan eylemlere mesruiyet kazandırmak istediği aktarıldı.

Raporda, FETO'nün ortaya cıkısını ve gelisimini daha iyi anlayabilmek icin siyaset ve toplum uzerindeki "burokratik vesayet" ve 1950'li yıllarda zemin bulan "Gladio" hareketleri cercevesinde ele alınması gerektiği belirtildi.

FETÖ'nün dıs istihbarat servisleri ile iliski icerisinde "Gladio" tarzı bir orgutlenmeye gittiği ifade edilen raporda, "Gladio" hareketi baglamında 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi ve sonrasında gerceklesen senkronize saldırılarda, Türkiye Cumhuriyeti'nin gercek "uluslararası" vesayetcilerle ilk defa karsı karsıya geldigi kaydedildi.

1980'lerdeki sıkıyonetim zamanlarından guclenerek cıkan ve faaliyetlerine devam eden örgütün, 28 Subat surecinde diger dini grupların bastırılmasıyla muhafazakar kitlenin onune tek alternatif olarak sunulduğuna dikkat çekildi.

Güvenlik bürokrasisinde yapılanma

Rapora göre, 1970'li yılların sonlarından itibaren askerde, emniyette ve istihbarat teskilatlarında orgutlenmeye baslayan FETO'de bu birimlerle ozel olarak ilgilenilmesi icin "Mahrem Hizmetler Imamı" birimi kuruldu.

FETÖ'nün devleti zora düşürmek için yaptıklarına yer verilen raporda, örgütün bu hamlelerine karşılık devlet kurumlarında gerçekleştirilen değişiklikler anlatıldı.

Eğitim alanındaki yapılanma

FETO'nun egitime yonelik hamlesinin, guclu bir insan kaynagı elde etmek, yurt ici ve yurt dısında belirli bir mesruiyet saglamak ve muazzam bir maddi guce sahip olmak nedenlerine dayandığına işaret edildi.

Actığı ozel okul ve dershanelerden elde ettigi gelirlerle sistemi finanse eden örgüt, elde ettiği mali gucle ortulu amaclarını gerceklestirmek konusunda yeni imkanlar elde etti.

Örgütün, eğitim faaliyetlerini "kara para aklama" mekanizmasına dönüştürdüğü vurgulanan raporda, "Örgutun toplam 16 milyon TL tutarındaki dershane gelirlerinin 8 milyon TL'sine sahip oldugu dusunuldügunde, orgutun hem nasıl bir ekonomik gucu yonettigi hem de dershanelerin kapatılmaması icin neden buyuk bir mucadeleye giristigi daha iyi anlasılmaktadır. FETO'nun ders kitaplarından elde ettigi maddi kaynagı ise 'yardımcı ders kitapları' olusturmaktadır. 2013 yılında yayınevleri tarafından satılan bandrollu ders kitaplarından elde edilen ciro yaklasık 850 milyon TL tutarındadır. Bu meblag, orgut tarafından su anda 18 milyon ogrenciye ucretsiz olarak dagıtılan ders kitabının maliyetinin 2,5 katı kadar gelir elde ettigini gostermektedir." değerlendirmesine yer verildi.

Burokrasi klasik yontemlerle mucadeleyi surdurdugu icin FETO'ye baglı sirketlerde yapılan incelemelerden fazla bir sey elde edilemediğine dikkati çekilen raporda, "Geriye donuk FETO yapılanması ile ilgili hicbir sirket ile ilgili vergi incelemesi yapılamamaktadır." tespitine yer verildi.

Devlete sızma yöntemi olarak sınavlar

FETO'nün, devletin stratejik noktalarına adam devsirmek amacıyla soru hırsızlıgı yaptığı tespitine yer verilen raporda, 2000-2013 yılları arasındaki KPSS, OSS, ALES, Askeri Liseler, YDS gibi OSYM koordinatorlugunde yapılan tum sınav sorularının calındığı belirtildi.

Rapora göre, FETÖ bu soruları, dershane ve özel okullarında öğrenim gören öğrencilerden bazılarına "Bizim ogretmenleriniz, hocalarınız olarak sınavlar konusunda yıllardan beri gelen bir tecrubemiz var. OSYM sınavında da benzer sorular cıkar", bazılarına da "Abiniz/ablanız bu gece istihareye yattı ve sınavda cıkacak soruları gordu" diyerek sınav oncesinde cozdurdü.

Raporda, 2000-2007 yılları arasında askeri liselere yerlesen tum ogrencilerin orta birinci sınıfı yurt dısında okudukları, 2000'de ALS ilk defa yapıldığına göre 1997'de orta birinci sınıfı yurt dışında okuyan çocukların 3 sene sonra yapılacak sınavı kazanacaklarının o zamandan belli olduğu tespitine yer verildi.

Darbe girişimi ve sınav sorularının çalınması soruşturmaları kapsamında 300 bin kişinin incelenmesine ve yargılanmasına devam edildiği belirtilen raporda, örgüt üyeliğinin tespiti konusunda kullanılan yöntemlere değinildi.

Raporda, 17-25 Aralık oncesinde makam ve mevki sahibi olmak icin bu yapıyla beraber oldugu dusunulen bircok burokratın, kendileri hakkında da soru isaretleri ortaya cıkacagı korkusuyla FETO uyesi oldugunu bildikleri kisileri soylemekten korktukları ve bu durumun orgut uyelerinin gozetilmesi ve korunması gibi bir sorunu ortaya cıkardığı kaydedildi.

Öneriler

Örgütün yapısı ve eylemleri hakkında bilgi verilen raporda, bundan sonra yapılacaklara ilişkin öneriler de sunuldu.

Bu kapsamda, örgutle mucadelede elde edilen bilgilerin tek bir havuzda toplanması için mucadeleyi koordine edecek bir merkezin kurulmasının gerektiği belirtildi.

Örgütle mücadele mimarisinin oluşturulması gerektiğine değinilen raporda, örgütün kazanç sermayesi aktarımında dernek ve vakıflar aracılığıyla usulsüzlükler yaptığı, bu oluşumların daha sıkı denetlenmesi ve konuyla ilgili cezai yaptırımların artırılması gerektiği vurgulandı.

Raporda, FETÖ ile mücadelede uzmanlaşmış kolluk gücünün oluşturulması gerektiği belirtilirken, birtakım eksiklik ve sıkıntılar yaşanılan Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun mevzuatında değişikliğe ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.

Gözaltındaki şüphelilerden önce üst düzey yöneticilerin daha sonra diğerlerinin yargılanmasının önemli olduğuna işaret edilerek, gözaltı sürelerinin kısaltılmasının yargısal işlemleri olumsuz etkilediği aktarıldı.

Şüphelilerin sorguya toplu halde alınmalarının yerine tek tek alınmalarının savunmanın sağlıklı olması ve etkin pişmanlığa teşviki açısından önemli olduğu bildirilen raporda, Diyanet Isleri Baskanlıgının yapacağı çalışmalarla FETO ve DEAS gibi yapıların, dini sahaya nüfuz etmelerinin, dini kural ve degerleri carpıtmalarının ve dini araçsallaştırmalarının engellenmesi konusundaki rolünün önemli olduğu vurgulandı.

Raporda diğer öneriler şöyle sıralandı:

"FETO'den bosalan yerlere goz diken ve devlet icerisinde orgutlenme gayretinde olan baska gruplara da kesinlikle goz yumulmamalıdır. FETO ile mucadelenin dinsel degil, siyasi bir mucadele oldugu, FETO gibi teror orgutlerinin siyasi alanda yayıldıkları hususu vurgulanarak, kamuoyu aydınlatılmalıdır. FETO sorusturmaları sonucunda kamu hizmetinden ihrac edilen kisilerin yakınlarının radikallesmemeleri icin bir kontrol mekanizmasının kurulması gerekmektedir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber